Histrionik Kişilik Bozukluğu

Histrionik kişilik bozukluğuna sahip olan kişiler kendilerini daima dünyanın merkezinde zanneder ve sürekli olarak ilgi beklerler. Etraftakilerin ilgilerini çekmek için de çeşitli yollara başvurarak yapmacık hareketler sergilerler. Histrionik kişilik bozukluğu abartılı davranışlara sebep olan bir durumdur. Bu kişiler bulundukları ortamdaki insanların dikkatlerini çekebilmek için adeta oyunculuk sergileme eğiliminde olurlar. Tedavisi ise hem zorlayıcı hem de uzun soluklu bir süreçlidir. Hastalık, psikoterapi seansları ile tedavi edilmeye çalışılır.

Ne Zaman Ortaya Çıkar?

 Kişilikten söz edebilmek ancak genç erişkinlik döneminde mümkündür. Yani çocuklarda veya ergenlerde kişilikten bahsetmek doğru değildir. Bu durumda bir kişilik bozukluğunun varlığı da ancak belirli bir yaşa gelen kişilerde saptanabilir. Yetişkinlerde sürekli devam eden bazı özellikler kişilik bozukluğunu işaret edebilir. Histrionik kişilik bozukluğu da bireylerin hayatlarında ve ilişkilerinde çeşitli zorluklar yaşaması ile kendini belii eder.

Histrionik Kişilik Bozukluğu Hangi Belirtiler İle Kendini Gösterir?

 Bu kişilik bozukluğu tipinde kişinin tek istediği şey sürekli olarak ilgi görmektir. İlgi eksikliği hissettiği zaman bu durumdan oldukça rahatsız olarak bir takım davranışlara başvuracaktır. Kişi ilişkilerinde sürekli rol yapar ya da cilveli hareketler ile sevimli görünmeye çalışır. Bu kişiler genelde her an ağlama konusunda hazırdırlar. Aşırı duygusallık histrionik kişilik bozukluğunun önemli bir belirtisidir. Ancak bazı hastalarda tablo o kadar ciddi bir hal alır ki intihar girişimleri, depresyon ya da kendine zarar verme gibi durumlar söz konusu olabilir.

 Genelde temelde mantık aynıdır. Kişi dikkatleri üzerine çekmek için çeşitli yollara başvurur. Bazen de sosyal çevreleri ya da aile ilişkilerinde problemler yaşayarak işin içinden çıkamayabilirler. Histrionik kişilik bozukluğuna sahip olanlar giyim tarzlarında da aşırıya kaçmayı sever. Rengarenk giyisiler, aksesuarlar bu tarz kişilerin seçimleri arasında olabilir.

 Karşısındaki kişiye olumlu bir imaj çizmeye çalışır ve telkinlerden kolay etkilenirler. Histrionik kişilik bozukluğu bulunanlar kendi dışında birini sevmez ve ”ben” merkezlidir. Kız çocuklarında babaya, erkek çocuklarında da anneye aşırı düşkünlük söz konusudur. Adeta anne ya da babalarını avuçlarının içine alarak duygu sömürüleri ile sürekli kullanırlar. Histrionik kişiler sürekli olarak sevgi bekler ve bunu elde etmek için de her şeyi yapar. Sınır tanımayan ve her şey kendilerine aitmiş gibi davranan bu kişiler anti-sosyal eğilime de sahip olabilirler.

 Histrionik kişilik bozukluğunda görülen bir başka durum da bir şeye odaklandıkları zaman gözlerinin başka bir şeyi görmemesidir. Bu durumda dikkatlerini başka yöne çeviremeyen kişiler içinde bulundukları halden dolayı aşırı derecede öfkelenebilir. Dikkatlerini dağıtamamak ve bir düşünce ya da olay içinde saplanıp kalmak bu kişiler için yıpratıcı olabilmektedir.

İlginizi çekebilir —–> Fazla sosyal medya kullanımının zararları

Baştan Çıkarmayı Severler

 Bu kişiler partnerleri tarafından da sürekli ilgi odağı olma peşinde oldukları için cinsellik konusunda da teşvik edici abartılı cümleler kurmaya bayılırlar. Karşısındaki kişiyi etkilemek adına büyük efor sarf eden bu kişiler çok sexi ya da sıradışı giyinmekten hoşlanırlar. Baştan çıkarıcı sözleri de asla ihmal etmezler. İlişikiyi içten yaşamaktansa daha yüzeysel görürler. Cinselliği ilişkilerinde sürekli silah olarak kullanan bu kişiler sonuç olarak hep üzülen ya da kaybeden taraf olur. Sürekli ilgi çekmek için gerçek olmayan davranışlara başvurmaları partnerleri tarafından bir süre sonra katlanılır olmaktan çıkar. Aslında hep mutsuz olan bu kişiler dışarı mutlu görünme ve gülücükler saçma konusunda da gerçekten ustadır. 

Tedavide İstek ve Sabır Önemli!

 Histrionik kişilik bozukluğu öyle kolay tedavi edilir bir sorun değildir. Öncelikle kişinin kendisini her şeyin merkezinde görmemesi ve ilgiye ihtiyacı olmaması gerektiğini bilmesi gerekir. Psikoterapi tedavide en önemli süreçtir. Uzun süreli tedavi sonucunda olumlu sonuçlar gözlenmesi mümkündür. Kişinin motivasyonunu düşürmemesi ve sorunları ile yüzleşmesi buradaki kilit noktadır. Gerek sosyal yaşantı gerek duygusal ilişkilerinde karşılaştıkları problemlerin kendilerinden kaynaklandığını kabul etmeleri şarttır.