Savcıyı Tehdit Eden Sanıktan Cinnet Açıklaması: “Tehdit Değil, Gerçeği Söyledim

Savcıya tehdit savuran sanık Zengin: "Ben cinnet anında neler yapabileceğimi belirttim"
Yenidoğan Çetesi davasının dördüncü duruşmasında, cumhuriyet savcısı Yavuz Engin’i makamında tehdit ettiği iddiasıyla tutuklanan sanık Mustafa Kemal Zengin, ilk kez savunma yaptı. Zengin, "Ortada bir tehdit söz konusu değil. Ben cinnet anıma geldiğinde neler yapabileceğimi ifade ettim." şeklinde konuştu.
22.04.2025 – 12:41
Haber Aj
Yenidoğan çetesi davası
Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesi’nde, adliyenin konferans salonunda gerçekleştirilen duruşma bugün saat 11.00 civarında başladı.
Duruşmaya, doktor Fırat Sarı’nın da bulunduğu toplam 30 tutuklu sanık, bazı tutuksuz sanıklar, mağdurlar ve avukatlar katılım gösterdi.
Savcıyı tehdit eden zengin, savunma yaptı.
Duruşmada, savcı Yavuz Engin’i makamında tehdit ettiği iddiasıyla tutuklanan ve dosyası birleştirilen sanık Mustafa Kemal Zengin, ilk kez savunma yaptı. Zengin, duruşma salonundaki diğer sanıklardan hiçbiriyle tanışmadığını ve bu davanın içine nasıl girdiğini anlamadığını belirtti. Savcı ile yaptığı görüşmenin gerekçesini ise şöyle ifade etti: "Bir gün arkadaşım Yavuz Çelik, üvey kızı Tuğçe Toptemel’in tutuklandığını söyledi ve tanıdık bir avukat olup olmadığını sordu. Ben de durumu Aylin Hanım’a aktardım. Aylin, dosyayı inceledikten sonra, ‘Soruşturma savcısı benim arkadaşım. Bu nedenle dosyayı almam etik olmaz.’ dedi. Ben de kendi araştırmalarım sonucunda bazı korkutucu bilgiler edindim."
Zengin, savcıyı tehdit etmediğini savunarak, "Aylin bana, ‘Savcı beyin yanına gidelim.’ dedi. Çikolatalarımızı alıp gittik, çayımızı içip sohbet ettik. Ben, ‘Tuğçe’yi serbest bırak’ demedim. Bebeklerin ölmesine neden olan hastaneleri neden kapatmıyorsun? Hastane yöneticileri ve doktorları neden tutuklamıyorsun? şeklinde sorular yönelttim. Odanın dışına çıktığımızda Aylin’e, ‘Bu adam senin arkadaşın değil, bizi kayda aldı.’ dedim. Görüntülerin tamamı incelendiğinde gerçeklerin anlaşılacağını düşünüyorum." şeklinde konuştu.
Zengin, "Herkes bana ‘Neden gittin?’ diye soruyor. Ben vicdanımın sesini dinleyip oraya gitmeye karar verdim. O ölen çocuklar benim çocuğum olmasa da bu duruma kayıtsız kalamam. Ortada bir tehdit yok. Ben sadece, insanlar cinnet noktasına geldiğinde neler yapabileceklerini ifade ettim." dedi. Ayrıca, "Şu an burada bulunduğum dava, Türkiye’nin en büyük utanç davasıdır. Birkaç hemşireye ceza vererek Türkiye’deki sağlık sorunlarını çözebilirsek, ne yazık ki durumumuz çok kötü demektir. Bebekler ölürken nasıl 18 ay bekleyebilirsin? Hastanelerin kapanmasından memnun oldum, ancak bunların isim değiştirip yeniden açılacağına inanıyorum. Ben paramı kaybederim, ama bir insanın itibarının bu kadar kolay kaybedilmesi mümkün mü? Benim bu olayla en ufak bir bağlantım yok. Videonun tamamını izleyin, bu suçlamalardan aklanarak çıkacağıma inanıyorum." ifadelerini kullandı.
Mahkeme heyeti, 23 Nisan’ın resmi tatil olması nedeniyle duruşmanın 24 Nisan Perşembe günü sürdürüleceğine karar verdi.
Tutuklu sanıklardan hemşire Nigar Kubilay savunma sürecinde ifadeler verdi. Görev yaptığı dönemde başhemşire olarak Fırat Sarı ile birlikte çalıştıklarını, ancak aralarında bir uyumsuzluk yaşandığını belirtti. Kubilay, "Fırat Sarı ile iyi geçinemedik, bu nedenle beni yönetime şikayet etti. Yönetim, bana ‘Fırat Bey ile aynı ortamda bulunmaman gerektiğini’ söyledi. Bir süre sonra da işten çıkarıldım. Fırat Sarı, yönetime giderek ‘Ya ben ya Nigar’ demiş." şeklinde konuştu.
Bana, "Her şey yolunda" dediler.
Bu işten ayrıldıktan sonra, yeni görev aldığı hastanenin yenidoğan bölümünde de Fırat Sarı’nın aktif olarak çalıştığını belirten Nigar Kubilay, yönetime giderek daha önceki yaşadıkları olayları aktardığını ifade etti. Yönetimin, "Sorun yok" yanıtını verdiğini söyledi.
Kubilay, sözlerine şöyle devam etti:
"Ben epikriz raporu hazırlamadım, bu hemşirenin sorumluluğu değil. Hasta vefat ettiğinde epikrizin oluşturulması gerekiyor, ancak sistemde bunun yazılmadığı görülüyordu. Ben de bunun yazılması gerektiğini hatırlattım."
Fırat Sarı’nın geçmişteki mesajları hakkında soru yöneltildi.
Fırat Sarı’nın mesajlaşma geçmişinde Nigar Kubilay hakkında "İşine gelene göre hareket ediyor. Buna neden değer veriyorsun, kanlı Nigar" şeklinde ifadelerde bulunduğu belirtildi. Bu duruma yanıt veren Nigar Kubilay ise, "Aramızda bir gerginlik vardı, bu tür söylemler oldukça normal. Ancak ben epikriz yazmadım." açıklamasında bulundu.
"BANA HASTA BULUN" İFADESİ GÜNDEME GELDİ
Mahkeme başkanının, "Konuşma kayıtlarında ‘Bana hasta bulun’ ifadesini kullandığınız görülüyor. Bu konuda ne diyeceksiniz?" sorusuna Kubilay şu şekilde cevap verdi:
Hastane yönetimi, bizden hasta bulmamızı talep etti. Bu nedenle, hasta arayışında olmamız gerektiğini belirttim.
Sanık Nigar Kubilay, savunmasına devam ederken mesul müdür ile başhekimin ayrı kişiler olduğunu ve görevlerinin de farklı olduğunu ifade etti. Bunun üzerine mahkeme başkanı, "Bu bilgiyi ilk kez sizden duyuyorum. Bu zamana kadar kimse böyle bir şey söylemedi." şeklinde bir yanıt verdi.
Yenidoğan Çetesi Hangi Suçlarla Yüz Yüze?
Yenidoğan Çetesi davasında, 112 acil sevk sistemini ihlal ederek bebekleri yoğun bakım ünitelerine yönlendirmek, Sosyal Güvenlik Kurumu’ndan daha fazla ödeme alabilmek için hastanede yatış sürelerini uzatmak, ihmal nedeniyle bebeklerin ölümüne sebep olmak ve hastanelerde kullanılmak üzere temin edilen ilaçları satmak gibi çarpıcı suçlamalar yer alıyor. Bu davada 47 sanık yargılanmakta ve iddialar oldukça ürkütücü.
Dava, geçen yıl 18 Kasım tarihinde başlamıştı. Takip eden haftalarda ise tüm sanıklar ve avukatları savunmalarını sunmayı tamamladı.
Sanıkların çoğu bebek ölümleriyle ilgili suçlamaları kabul etmedi. Aralarında zaman zaman suçlamaları birbirlerine yönlendirdiler. Duruşmalarda, kaydedilen ses kayıtları ve şüpheli ifadeler önemli bir yer kapladı. Ayrıca, yoğun bakımda nöbetçi doktorun bulunmadığı, işlerin hemşirelerin üzerine kaldığı ve sahte epikriz raporlarının düzenlendiği belirlendi.
Fırat Hoca, "Size prim vereceğim" ifadelerini kullandı.
Duruşma sırasında tutuklu sanıklardan biri olan idari amir Remzi Karaca da söz aldı. Karaca, kendisine yöneltilen suçlamaları reddetti.
Görevinin 112 Acil Servis aracılığıyla hastaların bilgilerini doktorlara aktarmak olduğunu belirten Karaca, "Doktorun hasta kabul edip etmeme kararını verdikten sonra bu bilgiyi 112 servisine iletmek gerekiyor. Bazen hastalar, hastaneye bizim ambulansımızla gelmek istiyor. Bu durumda biz hastadan ücret talep ediyoruz; ancak 112 ile sevk edilecekse, bu işlem ücretsiz oluyor. Eğer bizim ambulans hizmetimiz kullanılacaksa, hastanın 112’yi arayıp durumu bildirmesi gerekiyor." şeklinde ifade etti.
Sanık, savunmasının ilerleyen kısmında, "Fırat hoca bize, ‘Size prim sağlayacağım’ dedi. Bu yüzden Mert aracılığıyla bize düzenli olarak küçük miktarlarda motivasyon parası gönderiyordu." ifadelerini kullandı.
Ailesine veda etti.
Duruşmaya 13.15’te ara verildi. 45 dakikalık molanın ardından duruşma saat 14.30 civarında tekrar başladı.
Suç örgütü lideri olduğu öne sürülen Fırat Sarı, duruşma sırasında zaman zaman arkasını dönerek izleyici bölümündeki ailesine gülümseyip el sallamasıyla dikkatleri üzerine çekti.
"Yeni doğan bebeklere hiçbir şey yapmadım."
Duruşmaya, tutuklu sanık doktor Zeki Ötünç’ün savunmasıyla devam edildi. Ötünç, savunması sırasında şu ifadeleri kullandı:
2019 yılında beyin kanaması geçirdim ve bu nedenle 10 gün boyunca yoğun bakımda kaldım. Ardından uzun bir süre işsiz kaldım. İki yılın sonunda, daha önce birlikte çalıştığım Cansel hemşire bana iş teklifi yaptı. Bu işte sadece gündüz çalışacaktım. 2022’nin sonunda Bağcılar’da yeni bir işe başladım. Ancak orası satıldığında Beylikdüzü Medilife Hastanesi’nde çalışmaya başladım. 2024’ün başlarında ise, bir şeylerin yolunda gitmediğini hissettiğim için istifa ettim.
SGK’yı dolandırmadım. Yenidoğan bebeklere zarar vermedim. Hastane, maaşımın bir kısmını elden ödedi. Ödemelerin bir kısmı hastaneden, diğer kısmı ise anlaşmalı sağlık şirketinden yapılıyor. O şirket de Fırat Sarı’nın şirketiydi. Herkes bize ‘Bebek katili’ diyor, ama bir insanın bebek öldürerek nasıl para kazanabileceğini anlamıyorum. Medyanın etkisi yüzünden zor bir dönem geçiriyorum.
Aslında, benim suçlu olduğumu kanıtlamanız gerekirken, burada ben suçsuz olduğumu göstermeye çalışıyorum.
Gelişmelerden haberdar olmak için uygulamamızı indirin.
TÜRKİYE’DEN HABERLER
İlköğretim ve Ortaöğretim Kurumları Bursluluk Sınavı gerçekleştirildi.
Hukuk Meslekleri Giriş Sınavı gerçekleştirildi.
Meteoroloji’den peş peşe uyarılar: Fırtına yolda
Balkondan yüksek sesle müzik dinleyen sürücülere su püskürttü.
Kabinenin gündeminde İstanbul’daki deprem konuları bulunuyor.
Özgür Özel, Ekrem İmamoğlu ile bir araya geliyor.
Sayfa açılıyor…
Haberler
Yerel Gelişmeler
Ekonomi
Hava Tahmini
Popüler Aramalar
Kurum Bilgileri
DYG KANALLARI
DYG Radyoları
DYG Dijital
Web sitemizdeki çerezleri, kullanıcı deneyimini geliştiren teknik özellikleri sağlamak amacıyla kullanıyoruz. Ayrıca, analiz yapabilmek için analitik çerezler de kullanmaktayız. Çerezleri kabul etmek istemiyorsanız, daha fazla bilgi için lütfen buraya tıklayın.